Subjectivity and power theory in Autonomist Marxist doctrine

Marksist literatürde ayrı bir gelenek olarak ortaya çıkan Otonomist Marksizm, kapitalizmin güncel krizini sermayenin, işçi sınıfının otonom gücüne karşı gösterdiği tepki içinde okumuştur. 1970'lerde emek ve üretim döngüsündeki dönüşümü, Fordizmden post-Fordizme geçiş olarak yorumlayan kuram, öznelliğe dair yeni düşünce ufuklarının, bu dönüşüm süreciyle birlikte oluştuğunu ortaya koymuştur. Hardt ve Negri, bu dönüşüm sürecinin açığa çıkardığı yeni öznelliği çokluk olarak tanımlamıştır. Düşünürlere göre çokluk, kapitalizmin yeni sömürü ve kontrol sisteminin, eş deyişle imparatorluğun, tahakküm mekanizmalarına karşı yeni öznelliğin politika üretme alanıdır. Hardt ve Negri'nin iktidar düşünceleri, Power (potestas, biyo-iktidar) ve power (potentia, biyo-politika) olmak üzere ikili bir ayrıma dayanmaktadır. Biyo-iktidar, basitçe yaşam üzerine sinen bir iktidar tekniğini ifade etmekteyken, biyo-politika kolektif toplumsal öznelliğin direniş süreçlerini ve ortaklık temelinde yükselen, kurucu yeni siyasal yaşamı açıklamaktadır. İktidar olgusunu tanımlama süreci, çokluğun\kalabalıkların siyasal yetkinliklerini kabul etmekle başlamaktadır. Bu çalışmada Hardt ve Negri'nin kuramsal görüşlerinde öznellik ve iktidar kavramları, siyasal ve felsefi bağlamlarında ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır. Yeni öznellik olarak sunulan çokluğun nasıl bir yapıya sahip olduğu, öznelliği mümkün kılan koşulların hangileri olduğu ve öznelliğe hayat verecek siyasal projenin yol haritasının nasıl belirlendiği ortaya koyulmuştur.Autonomist Marxism, which emerged as a separate tradition in the Marxist literature,has read the current crisis of capitalism as the reaction of capital against the autonomous power of the working class. Interpreting the transformation in the labor and production cycle in the 1970s as a transition from Fordism to post-Fordism,the theory revealed that new horizons of thought on subjectivity emerged with this transformation process. Hardt and Negri defined the new subjectivity revealed by this transformation process as multiplicity.According to the thinkers,the multitude is the policy-making area of the new system of exploitation and control of capitalism,in other words,the new subjectivity against the domination mechanisms of the empire. Hardt and Negri ideas of power are based on a dual distinction:Power (potestas,bio-power) and power (potentia, bio-politics).While bio-power simply expresses a power technique that permeates life,biopolitics explains the resistance processes of collective social subjectivity and the founding new political life that rises on the basis of partnership.The process of defining the phenomenon of power begins with the acceptance of the political competence of the multitude by the multitude. In this study,subjectivity and power in the theoretical views of Hardt and Negri concepts are discussed in detail in their political and philosophical contexts.New what kind of structure the multiplicity presented as subjectivity has,its subjectivity is possible.What are the conditions that make it possible and the path of the political project that will give life to how the map was determined