Osmanlı hukuk sisteminde yargılama, davayı açan (müdde?î), hakkında dava açılan (müdde?â-aleyh) yargıcın (hâkim/kadı) huzurunda bir araya gelmesi ile başlatılırdı. Davacı davasını davalının yüzüne karşı ifade eder; o da kabul veya ret ederdi. Ret ederse davacıdan iddiasını bir kanıtla (beyyine) özellikle de şahitlerle ispat etmesi istenirdi. Davacının savını ispat edememesi durumunda davalıya yemin teklif etme hakkı bulunmaktaydı. Yeminin edilirse dava düşerdi. Davalı duruşmaya katılmaz ve yerine vekil de göndermezse bu defa davacının hakkını korumak için hâkim talep üzerine davalı için vekil atar ve dava böylece sonuçlandırılırdı. Böyle bir durumda davacı savını kanıtlayamazsa, edemeyeceğinden mahkemenin sonuçlandırılamaması gibi bir durum...