TÜRKİYE’NİN DOĞA KORUMA VE BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK POLİTİKASININ AVRUPALILAŞMASI

European Union (EU) is one of the leading actors in the environment policy field. The leading role of the EU partially comes from its aim to protect the environment from the negative effects of the mankind and partially due to the nature of borderless environmental problems. Nature protection and biodiversity is an important part of the environment. As a leading actor the EU affects the policies of the candidate states. These states have to be in line with the EU policies if they want to be part of the EU. Turkey, as a candidate state, has to be in line with the EU policies, as well. This research focuses on nature protection and biodiversity in order to see the Europeanisation of Turkey in this field. So, this research specifies “misfit”s between EU and Turkish nature protection and biodiversity policy as a need of Europeanization and observes the outcomes of Europeanization process. As a result, it can be seen that the effects of EU on Turkish nature protection and biodiversity policy are not at the desired level.Avrupa Birliği (AB), çevre politikası alanında önde gelen aktörlerinden biridir. AB'nin öncü rolü, kısmen çevreyi insanlığın olumsuz etkilerinden koruma amacından ve kısmen de sınırsız çevre sorunlarının doğasından kaynaklanmaktadır. Doğanın korunması ve biyolojik çeşitlilik, çevrenin önemli bir parçasıdır. Önde gelen bir aktör olarak AB, aday devletlerin politikalarını etkiler. Bu devletler, AB'nin bir parçası olmak istiyorlarsa, AB politikaları ile uyumlu olmalıdırlar. Türkiye de aday ülke olarak AB politikalarına uyumlu olmalıdır. Bu araştırma, Türkiye'nin bu alanda Avrupalılaşmasını görmek için doğa koruma ve biyolojik çeşitlilik üzerine odaklanmaktadır. Dolayısıyla bu araştırma, Avrupalılaşmanın bir gereği olarak AB ve Türkiye doğa koruma ve biyolojik çeşitlilik politikası arasındaki “uyumsuzlukları” ortaya koymakta ve Avrupalılaşma sürecinin sonuçlarını gözlemlemektedir. Sonuç olarak, AB'nin Türkiye’nin doğa koruma ve biyolojik çeşitlilik politikası üzerindeki etkilerinin istenilen düzeyde olmadığı görülmektedir