Heidegger’de iki tür düşünme vardır: Teknik düşünme ve kökensel düşünme. Her ikisi de yazgının görünümlerindendir. Bununla birlikte teknik düşünme varolanları çerçeveleyerek ele alır. Bu düşünmede varolanlar hammadde olarak tasarlanır. Buradaki bakış örtücüdür; çünkü varolanlara kendisini dayatır. Kökensel düşünme ise Varlığın açıklığında ikamet eder. Böylece varolanlar kendileri olarak açığa çıkma imkânına kavuşurlar. Burada genel olarak dil, özel olarak da şiir öne çıkar. Dolayısıyla bu iki düşünme hakikatteki gizli ile açık ilişkisiyle/gizlilik ile açıklık bağıyla uyumlu olarak yazgıya yakın ile uzak olarak yorumlanabilirler. Böylece iki düşünmenin anlamları, yazgıyla bağında değişerek dönüşür. Burada teknik düşünme “bir şeyin olması ger...