Düşünen ve sorgulayan bir varlık olması sebebiyle insan, kendisinin ve çevresindekilerin nereden geldiğini ve nereye gittiğini, bu görünenin arkasındaki görünmeyeni arayıp durmuştur. Felsefe ve din, bu arayışa cevap veren iki temel kurumdur. Bunların zaman zaman bilimle kurdukları bağlar da bu cevaplara katkıda bulunmuştur. Dinler, birçok defa, insanın çevresini izleyerek ondaki Tanrısal özü müşahede edip doğru yolu bulmasını istemektedir. Biz de tezimizde, klasik delil olarak bilinen, ontolojik, kozmolojik ve teleolojik delilden, çevreye dayalı olan kozmolojik ve teleolojik delilin Tanrı'yı ispatta kullanılmalarının imkan ve başarısını araştırdık. Girişte, kısaca çevre kavramı ve tarihsel gelişimine değindik. Birinci bölümde, delil get...