Ofis Mekânı Tasarımında Mahremiyet Kavramı

Günümüzün en yaygın çalışma alanlarından olan ofis mekânları, bünyesinde bulunan bireylerin meslekleri çerçevesinde sürekli bir etkileşim içerisinde olması ve farklı boyutlardaki hiyerarşik yapıları sonucunda çok çeşitli sosyal ilişkilerin oluşmasına ortam oluşturmaktadır. Birbirini farklı açılardan ve ancak kısmen tanıyan bireylerin bir meslek konusu etrafında biraraya gelmesi, üretim için uygun bir ortam oluştururken birçok sorunu da beraberinde getirebilmektedir. Değişken düzeylerde devingen sosyal etkileşimin üretim açısından kaçınılmaz olduğu ofis ortamında kişisel veya grupsal mahremiyetlerin sürekli olarak çakışması veya ihlal edilmesi gibi konular bu sorunların belki de en önemlilerindendir. Mekânsal kurgu açısından mahremiyetin kontrollü ancak dengeli bir biçimde organize edilmesi ofis ortamında meydana gelebilecek bu tür sıkıntıların büyük oranda azaltılmasında etkili olabilecek bir çözümdür. Ofis mekânlarının mimari veya iç mimari çözümler yapılırken mahremiyet ilkelerini dikkate alan çözümlerin elde edilebilmesi de ancak bu kavramın boyutlarını ve çeşitli yaklaşımları tanıyan ve farkında olan tasarımcıların varolması ile söz konusu olabilecektir. Ancak bunun mümkün olması ile ofis ortamında üretimi sağlayan etkileşim ile kişisel özgürlükleri koruyacak mahremiyet dengeli bir biçimde kurgulanabilecektir. Bu amaçla yazının ilk bölümünde mahremiyet kavramına genel bir bakış yapılmış, ardından ikinci bölümde mahremiyet kavramının kuramsal olarak kabul görmüş dört boyutu incelenmiş ve üçüncü bölümde ise mahremiyet kavramına farklı uluslardaki yasal yaklaşımlara değinilmiştir. Ortaya konan bilgiler ışığında dördüncü ve son bölümde ise ofis mekânında mahremiyet boyutları irdelenmiş, konuya ilişkin varılan sonuçlar aktarılmıştır