Bir üretim tarzı ve gelişme ülküsü olarak insanlığın enformasyon toplumuna dönüşme ve enformasyon çağına katılmaya yönelik yolculuğu, bir yandan bilgi üretimine başdöndürücü bir ivme kazandırırken, öte yandan da üretilmiş bilgilerin kısa sürede değillenmesi ve geçersiz kılınması sorununu gündeme getirmektedir. Bu da doğal olarak, formal eğitimin geleneksel bilgi ve içerik öğretimi misyonunun tartışmaya açılmasına ve farklı düşünme beceri ve yeterliliklerinin kazandırılmasına yönelik yaklaşımların güç kazanmasına yol açmaktadır. Eğitimbilimcilerin yeni gündemini oluşturan bu tartışma ve arayış sürecinin merkezindeki kavramlardan birisi de hiç kuşkusuz “eleştirel düşünce”dir. Bu araştırma, ilköğretimin birinci devresinde eleştirel düşünme yet...