Özel bakım veren ebeveynlerin hayat boyu öğrenme eğilimleri ile yaşam kaliteleri arasındaki ilişki

Toplum içerisinde sosyal, ekonomik, teknolojik ve sağlık alanlarında yaşanan gelişmeler; engelli bireylerin bakımı ve refahının sağlanmasında gelişim ve değişimleri beraberinde getirmiştir. Bu alanda yapılan çalışmalar gelişim ve değişimin sağlanmasında öğrenmenin önemini ve yaşam kalitesine etkisini ortaya koymuştur. Engelli nüfusun toplum ile kaynaştırılarak sosyal yaşamdan koparılmadan hayatlarına devam edebilmeleri, bakımlarının doğru ve zamanında yapılması ve bu bağlamda yaşam kalitelerinin iyileştirilmesi çözüm bekleyen konulardan biridir. Bu nedenlerle engellilik olgusunun bireyin bakımını gerçekleştirenler ile birlikte araştırılması önem arz etmektedir. Bu araştırmanın temel amacı özel bakım veren ebeveynlerin hayat boyu öğrenme eğilimleri ile yaşam kaliteleri arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Ayrıca bu değişkenlerin yaş, cinsiyet, öğrenim durumu ve engel oranı gibi sosyodemografik değişkenler ile ilişkisi ve istatistiksel olarak anlamlı farklılık gösterip göstermediği incelenmiştir. Araştırma nicel bir çalışma olup, tarama çalışmalarında kullanılan ilişkisel tarama modelinden yararlanılmıştır. Araştırmanın örneklem grubunu Fatsa ilçesinde yaşayan 85 gönüllü engelli birey ebeveyni oluşturmaktadır. Verilerin toplanmasında "Kişisel Bilgi Formu", "Yaşam Boyu Öğrenme Eğilimi Ölçeği" ve "Yaşam Kalitesi Ölçeği Türkçe Versiyonu" kullanılmıştır. Verilerin analizinde MS Excel ve SPSS 26 paket programı kullanılmıştır. Çarpıklık ve Basıklık Analizi ve Shapiro-Wilk testi ile dağılımların normalliğine bakılmış, normal dağılım gösteren verilerde Pearson korelasyon analizi, tek yönlü varyans analizi (ANOVA) ve bağımsız örneklem t-testi, normal dağılım göstermeyen veriler için Spearman Brown korelasyon analizi, Mann Whitney - U testi ve Kruskal Wallis H testleri kullanılmıştır. Analizler sonucunda engelli bireylerin bakımını sağlayan ebeveynlerin hayat boyu öğrenme eğilimleri ile yaşam kaliteleri arasında orta düzeyde ve pozitif anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Araştırmada elde edilen sonuçlar alanyazın ışığında tartışılarak önerilerde bulunulmuştur