Öğretmenlerin Denetime İlişkin Tutumlarının Belirlenmesi

Öz Araştırmada öğretmenlerin denetime yönelik tutumlarının incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmada nicel bir yöntem olan tarama modeli tercih edilmiştir. Eğitimde denetim ile ilgili görüşlerine başvurulan öğretmenler, 2022 yılı Kasım ayında Malatya ili Yeşilyurt’ta bulunan Milli Eğitim Bakanlığına bağlı resmi okullarda görev yapmakta olan 350 öğretmendir. Araştırmada veri toplama aracı olarak, Gündüz ve ark. (2018) tarafından geliştirilmiş olan “Denetime İlişkin Tutum Ölçeği” kullanılmıştır. Öğretmenler ile Google forms üzerinden yürütülen anket uygulaması sonucunda elde edilen verilerin analizinde SPSS 22.0 programı kullanılmıştır. Analizlerde anlamlılık düzeyi p<0.05 olarak alınmıştır. Öğretmenlerin branşları, kıdemleri ve okul türleri ile denetime yönelik tutumları arasında istatistiksel olarak anlamlılık olduğu belirlenmiştir. Araştırma sonucunda, cinsiyet, branş, yaş, eğitim durumu, kıdem ve okul türü değişkenlerin öğretmenlerin denetime yönelik tutumları üzerinde etkili olduğu belirlenmiştir. Araştırmada ayrıca öğretmenlerin eğitim düzeylerinin artması, denetime yönelik tutum konusunda farkındalık durumlarının artmasını sağlarken, öğretmenler kıdem ve yaşlarının artması ile birlikte mesleki yorgunluk ve tükenmişlik durumu yaşayabilmekte ve buna bağlı olarak da denetime yönelik tutum düzeyleri düşebilmekte olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Abstract In the study, it was aimed to examine the attitudes of teachers towards supervision. The survey model, which is a quantitative method, was preferred in the study. The teachers who were consulted for their opinions on supervision in education are 350 teachers working in public schools affiliated to the Ministry of National Education in Yeşilyurt, Malatya in November 2022. As a data collection tool in the study, Gündüz et al. (2018) “Attitude Scale Towards Auditing” developed by was used. SPSS 22.0 program was used in the analysis of the data obtained as a result of the survey conducted with the teachers over Google forms. The level of significance in the analyzes was taken as p