“İlahi Aşk”ın cezbesi de kime isabet ederse, onu rahatsız ederek, âşığı yemek içmekten, uykudan, rahattan mahrum bırakır, vücudun isteklerini yavaşça kesip, ruhu parlatır. Sonuç itibarıyla âşıklar çevredekilere kayıtsız kalarak, değil kendilerini, belki de dünyayı unutuverirler. Âşık ruhen sadece “İlah”la sohbet eder, “Dost” için canını feda etmeye hazır durur. Mütefekkir, arif ve âşık şâir Ali Şîr Nevâî’nin telif ettiği “Leyli ve Mecnun” destanındaki Mecnun’un hâli ve maceraları bunu kanıtlamaktadır. Mecnun’un ızdıraplarına dayanamayıp, ona acıyan hükümdar Leyli’yi Mecnun’un karşısına getirdiğinde, Mecnun Leyli’ye dikkat bile etmeden “Leyli, Leyli...” diye yoluna devam eder. Artık o, Leyli vasıtasıyla mecazi aşk basamağından geçip, “İlahi ...