Pop art sanatında nesneleşen insan

Bu çalışmada, insan ve nesneleşme probleminden yola çıkılarak bir araştırma gerçekleşmektedir. Araştırmada insanın nesneleşmesi sorununun felsefenin temel tartışma alanlarından bir tanesi olduğu aynı zamanda çok sayıda düşünürün de sorguladığı bir problem olduğu anlaşılmıştır. Felsefenin temel kavramları arasında yer alan nesneleşme ve bununla bağlantılı olarak; özgürleşme, yabancılaşma, makineleşme kavramları da konu dâhilinde incelenmektedir. İnsanın nesneleşme problemi araştırmada sanat tarihinin önemli akımlarından bir tanesi olan Pop Art akımıyla bağlantılı olarak Andy Warhol’un eserleri üzerinden bir incelemeyle gerçekleşmektedir. Bu sebeple araştırmanın birinci bölümünde Pop Art akımının tarihçesine ve akımda önemli bir yeri olan Serigrafi tekniğinin tarihçesine, yöntemine yönelik bir veri işlenmektedir. Sonuncu bölümde ise ana konunun bağlantısı olarak nesneleşmenin ve temel kavramlarının belirleyici, tanımlayıcı özellikleri, nesneleşme problemine öncülük yaptıkları bilinen Schopenhauer, Nietzsche ve Foucault gibi düşünürler ile probleme bakış açıları gösterilmektedir. Çalışmada nesneleşme kavramı; özellikle dönemin ünlü isimleri olan Andy Warhol, Marilyn Monroe, John F. Kennedy ve Jacqueline Kennedy isimleriyle birebir bağlantı kurularak incelenmektedir. İncelenen bu eserlerde ünlü isimlerin hayat perspektifiyle insanın nesne konumuna gelmesi değerlendirilmektedir. Çalışmanın sonucunda insanların hayatlarını anlamlandırma, aidiyet kurma, hakikati arama eğiliminde oldukları için yaşadıkları toplumun yazılı olmayan kurallarına göre kendilerini şekillendirdikleri gözlenmiştir. Bu sistemdeki baskıcı ve yargılayıcı tavırların insanları kendi benliğinden uzaklaştırarak özünden kopmasına neden olmaktadır. Böylece insan makineleşerek, hayatını özünden uzakta anlamsız bir kaos içinde nesneleşerek sürdürmektedir