Avrupa, Kafkasya ve Orta Asya arasında bir geçiş güzergâhı olan ve Soğuk Savaş sonrası en fazla jeopolitik değişime uğrayan Karadeniz Havzası'nda, küresel güçlerin önceliklerinin ve bölgesel aktörlerin beklentilerinin de değişmesiyle birlikte, rekabet ve hâkimiyet mücadelesi çok yönlü bir boyut kazanmıştır. Bölgenin risk taşıyan özellikleri ile birlikte güvenlik algısı da değişerek çok daha kapsamlı bir hale gelmiştir. Bölge ülkeleri kendi çıkarları ve Karadeniz Havzası'nın güvenliği bakımından, birbirlerine karşı tehdit algılamalarını değiştirerek kapsamlı işbirliği girişimleri gerçekleştirmişlerdir. Ancak bölge ülkeleri ABD ve NATO yoluyla kendilerini güvenlikli bölge, AB'ye girerek de ekonomik sorunlarını çözmeyi hedefledikleri için, ken...