İnsanda çevresel kirletici internal doz düzeyleriyle hastalık ilişkisinin araştırılması

Bu çalışma ana olarak Kalıcı Organik Kirleticiler (KOK) olarak adlandırılan kimyasal maddelere çevresel yoldan maruz kalma ile mide tümörleri arasında bir ilişki olup olmadığının ve kan KOK düzeylerinin doku düzeylerini yansıtıp yansıtamadığının ortaya konması amacıyla planlanmıştır. İlk amaç, söz edilen organlarda primer tümör gelişiminde KOK bileşiklerinin payı olup olmadığını anlamaya yönelik iken ikinci amaç, KOK türevlerinin biyolojik izlenmesinde iç organlara göre çok daha kolay ulaşılabilen kanın total vücut KOK konsantrasyonu için biyogösterge olarak kullanılıp kullanılamayacağının anlaşılması içindir. Sonuçlarımız ilk amacımız çerçevesinde KOK türevlerinden 4 tanesinin ise mide kanserli hastanın omentum dokularında, kontrol grubu omentum dokularına kıyasla önemli derecede yüksek olduğunu göstermiştir. İkinci amacımız doğrultusunda en yüksek oranda organoklorlu pestisitler olmak üzere kan ve doku KOK konsantrasyonları arasında pozitif korelasyon gözlenmiştir. Poliklorlu bifenilerde daha az sayıda türev için korelasyon gözlenirken, polibromlu difenil eter türevlerinde hiç korelasyon gözlenmemiştir.This study aimed at exploring whether there is an association between environmental exposure to persistent organic pollutants (POPs) and stomach tumor progression, as well as whether blood POP concentration reflects internal tissue POP concentrations. Therefore, a series of analyses were conducted in blood and omentum tissue samples of the patients who already undergo surgical operation because of tumor or non-tumor lesion either in stomach. From the patients who provided signed informed consent, venous blood samples prior the surgical operation obtained. POP concentrations in all omentum and blood samples will be determined