İngilizce öğretmen adaylarının artırılmış gerçeklik teknolojisine ilişkin algıları ve yetkinlikleri: karma yöntem çalışması

The current study sought to investigate the pre-service EFL teachers’ perceptions of Augmented Reality technology, their acceptance level for utilising this technology in English language classroom, and their self-efficacy level in employing this technology. In this mixed method study, the quantitative strand was based on one group pre-test-post-test design, and the quantitative data were gathered through pre-and post-surveys, TAM survey, and reflection form from 50 volunteers recruited based on convenience sampling. The qualitative strand composed of semi-structured interviews carried out with 12 voluntary students and open-ended questions posed in the surveys and reflection form. The quantitative data were analysed through paired sample t-test, Friedman test, and Wilcoxon Signed Rank Test whereas constant comparative analysis method was applied to analyse the qualitative data. According to the findings, the prospective EFL teachers’ perceptions of AR technology was positive. Although their acceptance level of this technology differed significantly after their experience, no significant difference was identified in their self-efficacy of using AR technology for designing language learning materials. Additionally, the results revealed that vocabulary is the language skill for which AR technology is the most beneficial whilst writing is regarded as the skill for which AR technology is the least useful. The EFL teacher candidates also expressed the affordances and constraints of AR technology along with their recommendations based on their experience. Taken together, this study can inform teachers, teacher educators, policy makers, curriculum planners, material and course book designers in relation to the employment of AR technology for language teaching.Bu çalışma, öğretmen adaylarının Artırılmış Gerçeklik teknolojisine yönelik algılarını, bu teknolojiyi İngilizce dersinde kullanmaya yönelik kabul düzeylerini ve bu teknolojiyi kullanmaya yönelik öz-yeterlik düzeylerini araştırmayı amaçlamıştır. Bu karma yöntem çalışmasında, nicel kısım, bir grup ön test-son test tasarımına dayanıyordu ve nicel veriler, ön ve son anketler, TAM anketi ve yansıma formu aracılığıyla kolaylık örneklemesi göre belirlenen 50 gönüllü katılımcıdan toplandı. Nitel veriler ise 12 gönüllü öğrenci ile gerçekleştirilen yarı yapılandırılmış görüşmelerden, anketlerde ve yansıma formunda sorulan açık uçlu sorulardan oluşmaktadır. Nicel veriler, eşleştirilmiş örneklem t-testi, Friedman testi ve Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi ile analiz edilirken, nitel verilerin analizinde sabit karşılaştırmalı analiz yöntemi uygulanmıştır. Bulgulara göre, İngilizce öğretmen adaylarının AG teknolojisine yönelik algıları olumluydu. Bu teknolojiyi kabul düzeyleri deneyimlerinden sonra önemli ölçüde farklılık gösterse de dil öğrenme materyallerini tasarlamak için AG teknolojisini kullanma öz yeterliliklerinde önemli bir farklılık gözlenmedi. Ek olarak, bulgular, AG teknolojisinin en faydalı olduğu dil becerisinin kelime bilgisi olduğunu, yazma ise AG teknolojisinin en az yararlı olduğu beceri olarak görüldüğünü ortaya koymuştur. Hizmet öncesi İngilizce öğretmenleri, deneyimlerine dayalı önerileriyle birlikte AG teknolojisinin imkânlarını ve kısıtlamalarını da ifade ettiler. Sonuç olarak, bu çalışma öğretmenleri, öğretmen eğitimcilerini, politika yapıcıları, müfredat planlamacılarını, materyal ve ders kitabı tasarımcılarını dil öğretimi için AG teknolojisinin kullanımı ile ilgili olarak bilgilendirebilir. Anahtar Kelimeler: ArtırılmışM.S. - Master of Scienc