Omurga deformiteleri ile göğüs duvar deformitelerinin birlikteliği

ÖZET Amaç: Göğüs deformiteleri ile omurga deformitelerinin birlikteliği bazı araştırmacıların dikkatini çekmiş, ancak bu birliktelik kapsamlı olarak ele alınmamıştır. Literatürde omurga deformitelerinin tamamı (skolyoz, kifoz, kifoskolyoz, torakal hipokifoz ve spinal asimetri) ile göğüs duvar deformitelerinin tamamı (pektus ekskavatum, pektus karinatum, miks (ekskavatum +karinatum), sendromik ve kosta anomalisi) arasındaki ilişkinin incelendiği bir çalışma bulunmamaktadır. Bu nedenle göğüs duvar deformitesi olan hastalarda omurga deformitesinin hangi sıklıkta görüldüğü ve alt tiplerinin karşılıklı olarak birbirleriyle ilişkileri incelenmiş, bu sayede de göğüs duvar deformitesi nedeniyle başvuran hastaların omurga deformitesi açısından da değerlendirilmeleri gerektiği sonucuna varılmak amaçlanmıştır. Çalışma Planı: Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde 2006 – 2013 yılları arasında takip ve tedavi edilen göğüs duvarı deformitesi olan 548 hasta ele alınmıştır. Öncelikle göğüs duvar deformitesine sahip olan hasta grubundaki omurga deformitesinin sıklığı belirlendi. Her iki deformitenin birlikte olduğu hastalar mevcut göğüs duvar deformitesi açısından pektus ekskavatum, pektus karinatum, kosta anomalisi, miks deformite (pektus ekskavatum + pektus karinatum) ve sendromik deformite (Jeune sendromu, Marfan sendromu, Noonan sendromu) olarak sınıflandırıldı. Ayrıca her iki deformitesi olan hasta grubu omurga deformitesi açısından da skolyoz, kifoz, kifoskolyoz, torakal hipokifoz ve spinal asimetri olarak gruplara ayrıldı. Bu gruplar karşılıklı olarak değerlendirilip birbirleri arasındaki ilişki istatistiksel olarak araştırıldı. Bununla birlikte omurga deformitesinin tipi ile pektus deformitesinin simetrik-asimetrik alt tipi arasındaki ilişki istatistiksel olarak araştırıldı. Sonuçlar: Göğüs duvar deformiteli toplam 548 hastanın 93’ünde (% 16.97) omurga deformitesi tespit edildi. 418 pektus ekskavatum hastasından 57 (% 13) hastada omurga deformitesi tespit edildi. Yine 117 pektus karinatum hastasından 23’ünde (% 19) omurga deformitesi saptandı. Sendromik, miks ve kosta anomalili toplam 13 göğüs deformiteli hastanın tamamında (% 100) omurga deformitesi tespit edildi. Pektus ekskavatumda skolyoz % 57.9 oranında kifoz % 31.6 oranında görülürken pektus karinatumda skolyoz % 43.5 kifoz % 47.8 oranında görülmektedir. Kifoz hastalarının tamamı değerlendirildiğinde hiçbirinde konjenital kifoz saptanmadı. Çıkarımlar: Göğüs duvar deformiteleri ile omurga deformitelerinin birlikte görülmesi normal popülasyondan fazladır. Göğüs duvar deformitesi ile gelen hastada bu birliktelik göz önünde bulundurulmalıdır