Türk çocuklarında çölyak hastalığının erken tanısı için immünokromatografik çizgi yöntemiyle insan doku transglutaminazına karşı antikor taraması

Amaç: Çölyak hastalığı tüm dünyada yaygın sıklıkta görülmektedir. Türkiye?de dünya ile karşılaştırılabilecek epidemiyolojik veriler sınırlı sayıdadır. Bu ön hazırlayıcı çalışmanın amacı, Türk çocuklarında çölyak hastalığı sıklığını 1000 olguda yeni, kolay ve görsel tek adımda yapılabilen bir immünolojik tarama yöntemiyle belirlemektir. Yöntem: Bu prospektif çalı şma, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Polikliniğine başvuran, sağlıklı görünen veya çölyak hastalığı dışında bir rahatsı zlığı olan, 2-18 yaş arası 1000 çocuk ve ergenden bilgilendirilmiş onam formu ile gönüllü olarak alınan serum örneklerinde yapıldı. Serumlar insan doku transglutaminazına ve gliadine karşı oluşmuş IgA sınıfı antikorlar için hızlı, görsel immünokromatografik çölyak hastalığı çizgisel immun yöntemiyle çalışıldı. Tarama testi sonuçları pozitif olan serumlar ikinci basamak doğrulama aşaması için ELISA yöntemi ile insan doku transglutaminazına karşı oluşmuş endomisyal antikor IgA ve antigliadin antikorlar IgA/IgG için ayrıca test edildiler. Anti doku transglutaminaz ve/veya endomisyal antikor pozitif olan bütün çocuklara ince barsak biyopsisi önerildi. Bulgular: 1000 olgunun 10?unda (%1) insan doku transglutaminazına karşı pozitif antikor tarama sonucu saptandı. Bütün doku transglutaminaz antikoru pozitif örnekler ELISA yöntemiyle endomisyal antikor çalışıldığında uyumlu görüldüler. Takiben yapılan ince barsak biyopsisinde de biri hariç dokuz olguda çölyak hastalığı tanısı doğrulandı. Biyopsi ile kanıtlanmış çölyak hastalığı prevalansı 1/111 (%0,9) olarak saptandı. Sonuçlar: Çölyak hastalığı için anti-doku transglutaminaz antikorlarının kolay görsel bir yöntemle belirlenmesi ELISA yöntemi kadar güvenilirdir. Yapması ve yorumlaması kolay bu testin, ucuz ve hızlı bir tarama yöntemi olarak geniş toplum tabanlı çalışmalarda uygulanabileceği düşünüldü. Bu ön çalışmada Türk çocukları örnek grubunda saptanan çölyak hastalığı sıklığı (1:111 veya %0.9) Avrupa, Orta Doğu ülkeleri ve ABD verileri ile benzer bulundu.Background/aims: Celiac disease has a large prevalence worldwide. There are a limited number of comparable epidemiological data for celiac disease in Turkey. The aim of this preliminary study was to determine the prevalence of celiac disease in a sample of 1000 Turkish children by a novel, simple, and visual one-step immunoassay screening test. Methods: This prospective study consisted of 1000 serum samples from apparently healthy children and children with disorders other than celiac disease aged between 2-18 years who presented as outpatients at Ankara University, Faculty of Medicine, Department of Pediatrics. Sera were tested for IgA-class antibodies against human tissue transglutaminase and gliadin by rapid immunochromatographic line immunoassay. Endomysial antibody IgA against human tissue transglutaminase and AGA IgA/IgG were also tested by ELISA as a second step when the result of the screening test was positive. Small bowel biopsy was recommended to all the children with positive anti-tissue transglutaminase and/or endomysial antibody results. Results: Ten of the 1000 individuals (1%) had positive antibody screening test to human tissue transglutaminase. All tissue transglutaminase-positive samples revealed good correlation with endomysial antibody by ELISA method. Subsequently small bowel biopsy was performed in all serology-positive cases. Biopsy results confirmed a diagnosis of celiac disease in nine cases. The prevalence of biopsy- proven celiac disease was 1:111 (0.9%). Conclusions: Determination of anti-tissue transglutaminase antibodies by simple visual system for celiac disease appeared to be as reliable as the ELISA system. It is easy to perform and interpret, costeffective, and rapid, as pointed out in other previous studies, as a screening test in large population-based studies. The prevalence of celiac disease in the overall sample of Turkish children (1:111 or 0.9%) in this preliminary study is similar to that reported in European and Middle Eastern countries and the United States