TÜRKİYE CUMHURİYETİ TARİHİNDE KORE SAVAŞI, ÖNEMİ, ÖNCESİ VE SONRASI İLE İLGİLİ DEĞERLENDİRME

II. Dünya Savaşı sonrası Avrupa'da ve dünyada büyük değişiklikler oldu. İki kutuplu yeni bir dünya düzeni ortaya çıktı. II. Dünya Savaşından galip çıkan ve yayılmacı emellerinden vazgeçmeyen Sovyetler birliği,savaş esnasında meydana gelen değişikliklere ve günün şartlarına uymadığını ileri sürerek, 17 Aralık 1925 tarihli Türk-Sovyet Dostluk ve Saldırmazlık Antlaşması'nı, 19 Mart 1945 tarihinde artık uzatmayacağını bildirdi. Bu durumun ortaya çıkardığı gerginlik sürerken S.S.C.B. bu kez 7 Haziran 1945 günü bir nota ile doğu sınırımızda kendi yararına bazı düzenlemeler yapılmasını,Boğazlarda kendisine üs verilmesini ve buranın iki devletçe ortaklaşa savunulmasını Montreux Sözleşmesi'nin yeniden düzenlenmesini istedi.Türkiye, bu önerileri geri çevirdi,ancak S.S.C.B. 8 Ağustos 1946 ve 25 Eylül 1946 tarihlerinde iki nota daha vererek bu isteklerini yeniledi. Stalin önderliğindeki Sovyetler Birliğinin Türkiye'den toprak talebinde bulunması ve Boğazları kontrol etmek istemesi, Türkiye'yi Sovyet emperyalizmine karşı güvenliğini sağlama endişesi de yaratmıştı. Bölgedeki gelişmeleri gören ABD, kendi milli menfaatleri gereği de İngiltere'nin bölgede bıraktığı boşluğu doldurmaya karar verdi. 3 Mart 1947 tarihinde Truman Doktrini açıklandı ve doktrin kapsamına Türkiye'nin de girdiği belirtildi. Amerikan Hükümeti, 4 Temmuz 1948 tarihinde, Ankara da bir yardım antlaşması imzalayarak ekonomik yardıma başladı. Bu antlaşmanın imzalanmasından sonra ekonomik işbirliği idaresi, Marshall planı çerçevesinde 1949 -1951 yılları arasında Türkiye'ye yardım yaptı. 25 Haziran 1950 sabahı Kuzey Kore'nin, Güney Kore askerlerinin 38 nci paralel boyundaki sınırı geçtiklerini ileri sürerek, baskın tarzında bir taarruzla bütün cephede taarruza geçmeleriyle sıcak savaşa dönüştü. Birleşmiş Milletlerin çağrısı üzerine Türkiye'nin de aralarında bulunduğu on altı devlet tarafından BM kuvvetleri teşkil edildi. Yurdun çeşitli bölgelerinde bulunan birliklerden oluşturulan Türk Tugayının komutanlığına Tuğg. Tahsin Yazıcı, 241nci P.A. Komutanlığına Albay Celal Dora atandı. Türk Tugayı 1950'de başlayan 1953 yılı Temmuz ayında biten ve yaklaşık üç sene süren Kore Savaşında girdiği bütün muharebelerde gösterdiği cesaret ve kahramanlık, bilhassa Kunuri oyalama, Kumyangjangni taarruz, Wegas ileri karakol muharebelerinde Güney Kore'nin egemenliğine kavuşturulmasında çok önemli rol oynamış ve Birleşmiş Milletler Ordusunun moralini yükselterek savaşma azim ve iradesini artırmıştır. Bu bağlamda Türk Ordusu Birleşmiş Milletlerin çağrısına uyarak katıldığı Kore Savaşında, 20. Yüzyılın ikinci yarısında, yalnız Türk Tarihinde değil aynı zamanda dünya tarihinde de özel bir yer edinmiştir. Kore harbi Türkiye'nin demokrasi, hürriyet ve insan haklarına ne kadar önem verdiğinin bir ispatı olmuş ve gösterilen bu başarının bir neticesi olarak Türkiye'nin NATO'ya giriş süreci de başlamıştır. Şüphesiz Türkiye'nin NATO'ya alınmasında en büyük etken, Sovyet yapılanmasına karşı Avrupa'nın güney kanadında modern harp silah ve araçlarıyla donatılmış güçlü bir orduya ihtiyaç duyulması olmuştur. İşte böyle bir ordu, Kore Savaşındaki mücadele azmi ve savaş kabiliyetini ile Türk Ordusu olmuştur.After Second World War, a lot of changes occurred in Europe as well as in the World. A new bipolar world order is formed. The Soviet Union (USSR), the winner of The World War II, which never gave up its imperialist dreams, asserted that Turkish- Soviet Treaty of Amity and Nonaggression, signed on December 17, 1925, does not comply with the period's conditions, hence it would not extend the validity of treaty as of March 19,1945. While tension arising from this situation continued, this time, on June 7, 1945, USSR delivered a note and wanted some changes on the eastern border to her advantage, the review of the Montreux Treaty, a military base in Straits and joint defense of the Straits. Turkey disapproved these demands, however; USSR delivered two more notes on August 8, 1946 and on September 25, 1946 and insisted on her claims. USSR, led by Stalin, claimed land from Turkey and tried to control the Straits. This situation created an anxiety towards USSR's imperialism in terms of security check. The USA, foreseeing the future developments and in line with its national interest, decided to fill in the gap left by United Kingdom. On March 3, 1947, Truman Doctrine was declared and it is denoted that The Doctrine included Turkey. On July 4, 1948, American Government signed an agreement and began helping Turkey economically. After this agreement, Organization for Economic Cooperation and Development Agency helped Turkey between 1949 and 1951 within the frame of Marshall Plan. On the morning of June 25, 1950, North Korea, claming that South Korean soldiers infringed the borders on the 38th parallel, launched an assault on the whole front, starting a war. Upon the call of the United Nations, Sixteen countries contributed to the UN forces. Whilst, Brigadier Tahsin Yazıcı was appointed as the chief commander of the Turkish Brigade which was formed by troops coming from different regions of Turkey, colonel Celal Dora was appointed of 241 Infantry Regiment. Turkish Brigade has played a determining role in South Korea's independence war which lasted three years (1950-1953). The courage and heroism displayed by Turkish Brigade, especially in Kunuri diversion, and in Kumyangjangni offensive have increased the sprit and determination of UN forces. Turkish Army played a distinguished role in the World history, by its participation in the Korean War within the UN forces. Korean War also demonstrated and proved Turkey's commitment to democracy, freedom and human rights. Turkey's accession to NATO started after this success. Nevertheless, the fundamental reason for Turkey's membership to NATO was the need for a modern and well equipped army on the southern border of Europe against Soviet Union. The army that could meet the challenges was the Turkish Army which has proved its determination and ability in combat and battles in the Korean War