The Trial of State Employees in Turkey

Devletin, devlet olma özelliği nedeniyle topluma yönelik olarak sürekli, tarafsız ve eşit olarak yürütmek zorunda olduğu, değişen toplumsal ihtiyaçlar doğrultusunda zamana göre farklılıklar gösteren kamu hizmetlerini yerine getirmekle görevli olan kamu çalışanlarına özgü özel yargılama usulünün gerekli olup olmadığı, karşılaştırmalı hukukta benzer uygulamalar bulunup bulunmadığı ve memur yargılamasına ilişkin 1999 tarihinde yürürlüğe giren 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun'un dokuz yıllık uygulamasında görülen eksikliklerin tespiti amacıyla bu çalışma gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada; 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun'un, Soruşturma izni verecek merciler yönünden belirsizlikler içermesi,soruşturma sürelerinin yetersizliği, itiraz hakkına ilişkin soruşturma sürecini uzatıcı düzenlemeleri, itiraz sonucu verilen kararlara karşı karar düzeltme imkanının olmaması, mahkemeler arası yetki uyuşmazlığına ilişkin düzenleme bulunmaması yanında öngördüğü karar aşamaları nedeniyle adaleti geciktirici etkilerinin bulunduğu belirlenmiştir.Bu konuda,Aydın, Diyarbakır, Kayseri ve Malatya Bölge İdare Mahkemelerinin son beş yılda memur yargılaması hakkında verdikleri toplam 5010 adet kararın, %18 'ini oluşturan 856 adetinin,Soruşturma izni verilmemesine ilişkin yetkili merci kararının kaldırılması,eksik hususların tamamlanmasına yönelik iade ve yetkisizlik gibi nedenlerle verilen kararlar olduğu, bu kararların nitelikleri itibariyle soruşturmaları uzatmasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6.maddesindeki adil yargılama hakkına aykırılık oluşturabileceği belirlenmiştir. Bununla birlikte, kamu çalışanlarının tüm vatandaşlar gibi genel yargılama usulüne tâbi olmasını sağlayacak Yargısal Güvence sisteminin kabulü halinde, yurdumuzun ulaştığı gelişme seviyesi de dikkate alınarak, iddia edilenlerin aksine kamu hizmetlerinde kesinti yada kamu otoritesinin zaafiyetine değil, aksine bu alanda ülkemizin itibarının daha da artmasına neden olacağı tespiti yapılmıştır.The public services, which vary in time and changing social conditions, has to be carried out by state as partially and equally. The civil servants are the agent by which the state delivers these services. The aim of this work is to find out whether a separate set of rules regarding to bringing the civil servants to justice is necessary, by comparing different practies in different jurisdicitions and assesing the adequacy of the legal framework deliniated by the Law No. 4483 on the Trial of State Employees and other Civil Servants, put into force in 1999, under the light of 9 years practice. In this research it is found out that the the Law No. 4483 on the Trial of State Employees and other Civil Servants has delaying effect on justice due to the ambiguity on the authorization of the prosecution procedure, the longtitude of the investigation stage, the provisions delaying the investigation stages in regard to appeal, the lack of further appeal procedure after dissmissal of the first appeal, the lack of clear set of rules regarding to conflict of jurisdiction between courts, the longtitude of the various stages of decision making. It is pointed out in here that 856 decisions out of 5010 of the decisions by the Regional Administrative Court of Aydın, Diyarbakır, Kayseri and Malatya in last 5 years, which is 18 % of the decisions, are about to set aside the the decisions of non-authorisation of the prosecution on the ground that the investigation into allegations was inadequate or on the ground of lack of authority. It is further found out in here that the very nature of these decisions, which were basically procedural, were responsible for the unnecessary delay in the justice to be done may violate the Article 6 of The European Convention on Human Rights regulating on fair trail. It is advocated in here that adoptation of a system of judicial guaranty under which all the public servants and state officials will be prosecuted just any other citizens, taking into account the level of development of our country, would uplift the trust into the system, as opposite to the allegations that a weakness in the trust to the public authorities and an interruption in the public services would occur