Var oluşunu bireysel sorgulamalarla anlamaya gayret edip kendi aydınlanmasını gerçekleştirebilmiş olan bir kimse için, yaşanılan kentin de mahallenin de sokağın da evin de farklı bir duyuş ve kabulleniş biçimi vardır. Dolayısıyla insanların yaşadıkları mekânla/kentle dünyayı anlamlandırmaları arasında mutlak bir ilişki söz konusudur. İkinci Yeni Şiiri, göçebelikten kurtulup kenti bir yaşam alanı olarak kabul eden insanı merkeze alır. Bu insanın yaşanmışlığını, zedelen-mişliğini, mecbur bırakılmışlığını ve insanî tarafının geri plâna itilerek modern tüketimin öznesi haline getirilişini şiirselleştiren bir hareket olarak belirmektedir. Bu şiir hareketinin içerisinde yer alan şairler, özellikle 1950 ve 1970 arasında meydana getirdikleri metinl...