Özellikle XIX. Yüzyılın başlarından itibaren sistemli bir şekilde işlenen dinlerin kurtuluşu temin etmesi ve bir arada yaşama sorunu, her din tarafından farklı şekillerde algılanmakla kalmamış, dinler içerisinde oluşmuş ekoller tarafından da muhtelif değerlendirmelere tabi tutulmuştur. Bunun sonuncunda İslam’ın kendi içinde barındırdığı düşünce ekolleri, sahip oldukları problematik bağlamında meseleye çözüm üretme yoluna gitmişlerdir. İslam düşüncesinin gönül merkezli yorumunu üreten sufiler de bu probleme kendi düşünce bütünlükleri içerisinde yaklaşmışlardır. Tasavvufî düşüncenin sahip olduğu bazı özellikler sûfiler diğer dinlere bakışını etkilemiştir. Özellikle vahdet düşüncesi ve aşk sembolizmi noktasından hareket eden sûfiler diğer dinl...