Osmanlı Devletinin son iki yüz yıllık döneminde devleti kurtarma çabaları içinde en dikkat çekici fikir akımı “batıcılık” olmuştur. Özellikle Cumhuriyetin laboratuvarı olarak görülen Meşrutiyet devri fikir tartışmaları ortamında yetişen Mustafa Kemal Atatürk’te batılılaşma fikri, Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasından itibaren çağdaşlaşmanın, çağdaş bir devlet ve toplum olmanın temelini oluşturmuştur. Öncelikli hedef olan Anadolu’nun işgalden kurtarılması sonrasında ve Lozan’da bir barış antlaşmasının imzalanması ile birlikte, süratle inkılaplara girişilmiş, yeni devletin batılı anlamda modern, çağdaş bir devlet olması için _imparatorluktan intikal eden bütün kurumlar terk edilerek yerlerine çağdaş kurumlar oluşturulmuştur. Bu amaçl...