Schopenhauer kitabında, yazarları türlere ayırır. Kimileri sırf yazmak için yazar; yazmaya başlayıncaya kadar akıllarından herhangi bir konu yoktur da, yazmaya başlayınca peşi sıra gelir diye umarlar. Kimileri de kafasında zaten olanları, düşünüp taşındığı şeyleri yazıp kâğıda dökmek isterler.1 Üstün Yıldırım böyle yapmış. Kitap yasaklamalarına kafa yormuş, yormakla kalmamış bir şeyler yapmış, çabalamış biri. İşin içinde kütüphaneci hassasiyeti de var elbet. Eh, ne de olsa Düzenle de derdi var bir yandan.Blacklisting of books is an open sore in our country, where freedom of thought and the spread of ideas encounter all sorts of obstacles. Üstün Yıldırım’s book relates these obstacles to us. He doesn’t intend for us to laugh at what is truly...