İntihar Girişimi Olan ve Olmayan Kendine Zarar Verme Davranışı Gösteren Ergenlerde Gelişimsel ve Psikiyatrik Özellikler

Non-suicidal self-injury (NSSI) is a psychiatric condition that is defined as intentional destruction of body tissue without suicidal intent and it is becoming a common health problem among adolescents recently. There isn't much evidence about the relationship between NSSI and suicidal behaviour. The aim of this study is to compare developmental and psychopathological characteristics of adolescents with NSSI+suicidal attempt and only NSSI. This thesis presents a cross-sectional study. The study involves three groups: First group consists of 40 adolescents with NSSI, second group consists of 45 adolescents with suicidal attempt and the third consists of 42 adolescents who appeal our clinic who had never injured themselves. These adolescents were evaluated by the Difficulties in Emotion Regulation Scale, Rosenberg Self Esteem Scale, Ways of Coping Inventory ,Body Attitudes Scale ,Adolescent Relationship Scales Questionnaire, State Trait Anxiety Inventory and Brief Symptom Inventory. The adolescents in all groups were interviewed with KSADS .Self-injuring adolescents were also evaluated in detail for their NSSI behaviours using Ottawa Self Injury Inventory- Clinical. Adolescents with NSSI and adolescents with suicide attempt had more illness history at their family, more difficulty in emotion regulation, more non-adaptive coping styles, more psychiatric symptoms, more depression and Attention Deficit Hiperactivity Disorder(ADHD), low self esteem compared to control group. Adolescents with NSSI+Suicidal Attempt had more psychiatri csymptoms ,low self esteem, more depression and Post Traumatic Stres Disorder, more difficulty in emotion regulation and more frequent self-injuryKendine zarar verme davranışı (KZVD), ölüm niyeti olmaksızın kişinin kendi bedeninde istemli olarak hasar oluşturmasıyla tanımlanan bir durumdur ve son zamanlarda gençler arasında önemli bir sağlık sorunu haline gelmiştir. KZVD’nin intihar davranışı ile olan ilişkisi yeterince araştırılmamıştır. İntihar girişimi ile sonlanan KZVD ile sadece KZVD gösteren gençleri gelişimsel ve psikiyatrik özellikler açısından karşılaştırmayı amaçlayan bu tez çalışması kesitsel bir desenle oluşturulmuştur. Çalışmaya KZVD gösteren 40 hasta, intihar girişiminde bulunan 45 hasta ve HÜTF ÇRS Polikliniği’ne başvuran, yapılan değerlendirmede KZVD göstermediği saptanan 42 hasta dahil edilmiştir. Katılımcılar Duygu Düzenlemede Güçlükler Ölçeği, Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği, Stresle Başa-Çıkma Tarzları Ölçeği, Durumluk- Sürekli Kaygı Envanteri, Beden Tutum Ölçeği, Adolesan İlişki Ölçekleri Anketi ve Kısa Semptom Envanteri kullanılarak değerlendirilmiştir. Katılımcılarla K-SADS kullanılarak klinik görüşmeler yapılmış ve KZVD gösterenlere ek olarak Ottawa Kendine Zarar Verme Envanteri- Klinik uygulanmıştır. KZVD ve İntihar grubundaki gençlerin kontrol grubuna göre ailelerinde daha fazla fiziksel/ruhsal hastalık olduğu, duygudurum düzenleme, stresle başa-çıkma açısından daha olumsuz özellikler taşıdıkları, benlik saygılarının daha düşük olduğu, daha fazla DEHB, majör depresyon tanısı aldıkları belirlenmiştir. İntiharın eşlik ettiği KZVD’nin, intiharın eşlik etmediği KZVD’ye göre daha düşük benlik saygısı, duygudurum düzenlemede daha fazla zorluk, daha yüksek Rahatsızlık Ciddiyeti İndeksi(RCI), daha sık majör depresyon ve TSSB tanısı, daha sık kendine zarar verme ile ilişkili olduğu saptanmıştır