1993 yılının Temmuz ayında tanıştık. Otopsisi ertesi güne kalan bir cenazenin başında beklerken, Fatih Adli Tabibi olduğunu anladığım iriyarı ve göbekli bir kişi kendine has yürüyüşüyle cenaze başına geldi. Daha tanışamadan elindeki dörde katlanmış ve “A4” olduğu belli olan kağıda hızlı bir biçimde not almaya başladı. Çevresiyle bağını koparmış, dış muayeneye ve elindeki kağıda konsantre olmuştu; birşey soranları “dur şimdi zamanı değil!” biçiminde geri çeviriyordu. Bu cümlenin, kendisinin her zaman kullandığı bir deyim olduğunu tanıyanlar bilir. Sonunda muayene bitti ve tanıştık; Dr. Sebahattin Okumuş imiş. “Sebahattin” olan adının “Sabahattin” olarak telaffuz edilmesine ve yazılmasına çok kızardı. Bunu ilk tanıştığımız gün ...